Kılavuzu karga olanın...
Posted by Dilek ALTUN GENÇALP | Posted in beğendiğim filmler, Dilek Gençalp, sinema | Posted on Pazartesi, Kasım 09, 2009
Film, bizim adamın kendisiyle aynı karede gözüken, her biri aynı dertten muzdarip diğer kişileri analiz etmesiyle başlıyor. Türkçesi, dedikodularını yapıyor bize. O sırada arka planda diğerlerinin toplantının amacına uygun konuşmalarını duymaya çalışıyoruz. Tam o sırada bizim adamın en iyi arkadaşı da toplantıya katılıyor. Tabi, bizim adam onu da iki arada bir derede çekiştiriyor. Ve sonunda itiraf ediyor, kendisinin de onlardan farklı olmadığını. Önce afallatıyor insanı, nasıl oldu da kolayca itiraf ediverdi diye; sonra gerçek hayatla bağlantının kopuk olduğunu hatırlayıp, film icabı bu da olur canım, dedirtiyor.
Flmin daha 8.ci dakikasında, kafamı allak bullak bullak eden cümle, Beyoğlu'nda yürürken kafaya düşen cam misali iniyor beynime. İlk duyduğumda "Ne dedi bu ya?" diyerek bir çıt geriye sardım filmi. Tekrar tekrar dinledim. En iyi arkadaşı bizim adama şöyle diyordu:
İnsanları kandırarak seni sevmelerini sağlayamaz mısın, yoksa sağlayabilir misin? Mümkün olabilir mi böyle bir şey? Evet, tabi, neden olmasın ki? Önemli olan kandırmaktaki ustalığın. Öyle 'gerçekmiş' gibi yaparsın ki, kanarlar ve seni severler. Zaten insan dediğin yaratık 'sevmek' ister; ama her insan değil, bunu unutmamakta fayda var. Bir de, hiç açık vermeyeceksin, yoksa fena bumlarsın. Daha doğrusu sana fena bumlar 'sevenlerin'.
Bizim adamın ilginç bir huyu var: ağzına yutabileceğinden büyük bir lokma atıyor, bile bile üstelik. Doğal olarak yutamıyor, illa birileri onu kurtarmak zorunda hissediyor kendini.
Felsefesi de şu:
Hayda, aklıma kim geldi beğenirsiniz? Bizim R.T.E.! Ünlü "Velev ki..." cümlesiyle 'boğulmaktan' Anayasa Mahkemesi zorla da olsa kurtardı kurtarmasına da, Ermeni açılımı sayesinde Azerbaycan tarafından sırf bu nedenle zam yapılan doğal gazı, çok daha pahalıya tüketmek zorunda kalanlardan kim kurtaracak? 'Kürt açılımı' diye başlayan en son haliye 'milli birlik projesi' olan çoklu bilinmez denklemde kurtarıcısı x'mi, y'mi, yoksa yoksa bir portakal çeşidi mi olur? Sonsuza kadar sevileceği inancıyla...; yok artık daha neler...
Diye düşünürken ben, film öyle bir noktaya geldi ki, bizim adamı, hayatındaki en önemli sorundan kurtaracak olan kişiyle ilgili acayip bir gerçek ortaya çıkmasın mı! Neymiş o, diyenlere ancak şu kadarını söyleyebilirim:
Kılavuzu karga olanın...
Choke (2008)
Yönetmen: Clark Gregg
Oyuncular: Sam Rockwell (Victor Mancini), Anjelika Huston (Ida Mancini), Brad William Henke (Denny), Kelly Macdonald (Paige)
"İnsanları kandırarak seni sevmelerini sağlayamazsın."
Bizim adamın ilginç bir huyu var: ağzına yutabileceğinden büyük bir lokma atıyor, bile bile üstelik. Doğal olarak yutamıyor, illa birileri onu kurtarmak zorunda hissediyor kendini.
Felsefesi de şu:
"Birileri hayatınızı kurtarırsa, sizi sonsuza kadar severler."
Hayda, aklıma kim geldi beğenirsiniz? Bizim R.T.E.! Ünlü "Velev ki..." cümlesiyle 'boğulmaktan' Anayasa Mahkemesi zorla da olsa kurtardı kurtarmasına da, Ermeni açılımı sayesinde Azerbaycan tarafından sırf bu nedenle zam yapılan doğal gazı, çok daha pahalıya tüketmek zorunda kalanlardan kim kurtaracak? 'Kürt açılımı' diye başlayan en son haliye 'milli birlik projesi' olan çoklu bilinmez denklemde kurtarıcısı x'mi, y'mi, yoksa yoksa bir portakal çeşidi mi olur? Sonsuza kadar sevileceği inancıyla...; yok artık daha neler...
Diye düşünürken ben, film öyle bir noktaya geldi ki, bizim adamı, hayatındaki en önemli sorundan kurtaracak olan kişiyle ilgili acayip bir gerçek ortaya çıkmasın mı! Neymiş o, diyenlere ancak şu kadarını söyleyebilirim:
Kılavuzu karga olanın...
Choke (2008)
Yönetmen: Clark Gregg
Oyuncular: Sam Rockwell (Victor Mancini), Anjelika Huston (Ida Mancini), Brad William Henke (Denny), Kelly Macdonald (Paige)
Comments (0)
Yorum Gönder