Dizi dizi tv dizileri

Posted by izzet GUVENILIR | Posted in , , , | Posted on Pazar, Ocak 09, 2011

Gümüş dizisi
Türkiye'de üretilen televizyon dizileri Ortadoğu' dan sonra Balkan' ları fethediyor. Resmi tarih söylemini anımsatan cümlemiz aslında bir gerçeği vurguluyor. İfadenin görünüşüne takılmadan özüne bakarsak ortada yaşanan bir durum var. Neden bir çok yakın ülkede ve komşularımızda yaşayanlar bu dizileri ilgiyle izliyorlar?
Bu ve buna benzer beyinlere düşen birçok soruya yanıt bulma yaklaşımlarımıza tanık olabileceksiniz.

Der Standard isimli yayın organında M. Bemath aşağıdaki bakış açısını paylaşıyor;
Atina’da yaşayan ve Binbir Gece dizisi Yunanistan televizyonunda yayınlanmaya başladığından bu yana büyük bir dizi sever olan psikolog ve yazar Fotin Tsalikoglou, Aile bu diyor. Karmaşık aşk hikâyesinin ismi haricinde Binbir Gece masallarıyla pek fazla ortak yanı yok. Dizide yetenekli bir mimar bayan, kanser hastası oğlunun ameliyat masraflarını karşılamak için patronuyla bir ilişki yaşıyor. Tsalikoglou, Her şey ailenin üzerine kurulmuş ve hep aynı örnekler ve aynı tepkilerle karşılaşıyoruz şeklinde konuşuyor. 
Dizi filmler, Türk diplomasisi için etkili bir alet olduklarını kanıtlıyorlar. Dışişleri Bakanı, Hamas ve İran’ ın da dahil olduğu komşu ülkelerle sıfır sorun politikasıyla ve Balkan halklarının Osmanlı İmparatorluğu dönemindeki sözde uyumlu zamanını hatırlatmasıyla güvensizliğe neden olurken, İstanbul’un uzun soluklu dizileri Yunanlılar ve Bulgarlar için bugünkü Türkiye’ ye bir bakış imkânını sunuyor.
Sofya' da bir üniversitede Türkoloji öğrencisi olan genç izleyici kitlesini hedefleyen Kavak Yelleri' nin dialoglarını Bulgarca' ya çeviren Maia;
Onların kültürüyle bizimkinin birbirine çok yakın olduğunu fark ettik. Başarının sebebi belki de budur. 
diyor.
Aslında çok uzun süre -asırlarca- birlikte yaşadığımız Balkan halkları bugün dahi çok sayıda Müslüman Türk'le beraber yaşadıklarının farkında değil mi? Galiba Belgrat' taki kaleye Kala Meydan dediklerini Üsküp, Selanik ve Saraybosna' daki ev yapımı börek satan dükkanlarını ya da bir çokları gibi anneannemin Bulgaristan' ın küçük bir kasabasında dünyaya geldiğinin farkında değiller. Elbette öyle, günümüzün nesilleri bu gerçekten uzak tutuldular. Yüzyıllarca birlikte yoğurulan kültür elementlerinin kaybolmadığının farkına anılan dizileri seyrederken gayri ihtiyari varıyorlar. Ayrıca yedikleri yemekte dinledikleri müzikte dillerindeki sözcükte ortak olan o kadar fazla unsur var ki...


Kerem Dundar - Seninim Yar

Anımsarsınız belki, özellikle Arap ülkelerinde Gümüş dizisiyle başlayan Kurtlar Vadisi ile hızlanan hareket bugün sayıları onları aşan televizyon dizileriyle devam ediyor. Bunun sinema filmlerine de sirayet etmesi kaçınılmaz görünüyor.

Bakalım Araplar diziler için ne düşünüyor ve diyorlar;
Türk dizilerinin gerek senaryo, gerekse de görüntü kalitesinin oldukça yüksek olduğunu kaydeden Arap televizyonlarının yetkilileri, dizilerin çekildiği mekanların Arap izleyiciler üzerinde büyük merak uyandırdığını, özellikle müziklerin izleyicileri etkilediğini bildiriyorlar.

Bakınız, Suriyeli gazeteci Ğeysa Ali, Türk dizilerini yakından takip ettiğini ve dizilerdeki kadın-erkek ilişkilerinden çok etkilendiğini söylüyor.
Ali, Türk dizilerinin çok sevilmesinin en önemli nedenini aktörlerin yakışıklı, aktrislerin güzel olması olarak açıklıyor. Dizilerin çekildiği mekanları dikkat çekici bulduğunu belirten Ali,
Türk dizilerini, Türkiye'yi görmek için de izliyorum. İstanbul, Boğaz, Kız Kulesi ve orman manzaraları çok dikkatimi çekiyor. Türkiye'yi keşfediyorum dizilerle
diye konuşuyor.
Türkiye' de birçok kez bulunmuş olan Yunus Nasır ise, dizilerin Türk toplumu hakkında olumsuz imaj oluşturduğunu ifade ediyor. Nasır, dizilerde işlenen gayrimeşru ilişkiler ve evlilik dışı çocuklar gibi konuların Türk toplumuna zarar verdiğini belirterek,
Türk toplumunun dizilerde anlatıldığı gibi yaşamadığını biliyorum. Türkiye'nin bu dizileri durdurması veya kontrol sağlaması gerekiyor
diyor.
Avrupa medyasının da ilgisini çeken diziler, örneğin Fransız haber ajansı AFP de, başta Gümüş olmak üzere, Türk dizilerinin çok izlendiği Arap ülkelerinden İstanbul’a turist akını olduğunu anlatan bir haber yayınladı.
Ürdün'de seyahat ajentesi sahibi Eymen Maslamani, turistleri asıl cezbedenin dizi kahramanlarından çok, fondaki İstanbul’un güzellikleri olduğunu belirterek,
Eskiden Araplar Türkiye’yi tanımıyordu. Kimi Arap ülkelerinden daha geri bir ülke zannediyorlardı. Dizilerde Boğaz’ı görünce, turist sayısı patladı. Herkes İstanbul’a gelmeyi ister oldu. 
Milliyet' ten tv eleştirmeni S. Koloğlu da,
ABD’nin kültürel emperyalizmi bitti. Yıllar önce Dallas ile Uzay Yolu’nun tekrarlarını izlerdik. Şimdi Türk senaryo yazarları bu türü yerel hale getirmeyi öğrendi, hikayeyi Müslümanlığa özgü detaylarla çeşitlendiriyor. Türk dizilerinin prodüksiyon değeri yükseldi. Asya ve Doğu Avrupa artık Amerika ya da Brezilya dizileri değil Türk dizileri alıyor
değerlendirmesini yapıyor.

Bizim değerlendirmemiz ise endüstri ve iş dünyasındaki ölçek kavramına çözümün tv dizileriyle gösterildiği yönündedir. Aslına bakarsanız iş dünyasında benzer örnekler daha önceleri Efes Pilsen, TekfenEvyap ve Hayat Kimya gibi firmalar tarafından gerçekleştirmişti. Kanımızca Osmanlı coğrafyasında mevcut kültürel paylaşımların önemli bir potansiyel altyapı olduğu yönündedir. Ancak bugün yapıldığı gibi politikada seslendirilmeden yani duyarlı halklara saygılı davranmaya itina gösterilmelidir. Sadece iş dünyasındaki firmalarımız değil sanatçılarımız, sporcu, ressam, yönetici ve bestecilerimiz vizyonlarını bölgesel zemine çıkarmak durumundadırlar. Bölgesel markalarımızı oluşmadan küresel markalarımız olması mümkün değildir. 500 milyar usd ihracat hedefi ancak sözünü ettiğimiz vizyonla gerçekleştirilebilir.

Comments (0)