Steve Jobs

Posted by izzet GUVENILIR | Posted in , , , | Posted on Perşembe, Eylül 20, 2007

Stanford mezuniyet konuşması, 2005

video
Bugün dünyanın en iyi üniversitelerinden birinin diploma töreninde sizlerle birlikte olmaktan gurur duyuyorum.

Doğruyu ifade etmek gerekirse ben üniversiteden hiç mezun olmadım. Ve mezuniyete en fazla yaklaştığım anı şimdi yaşıyorum.Bugün sizlere hayatımla ilgili üç hikaye anlatacağım. Hepsi bu, büyütülecek bir şey değil, sadece üç hikaye.

Steve Jobs at Stanford
İlk hikaye noktaları birleştirmekle ilgili. İlk altı aydan sonra Reed üniversitesinde derslere girmekten vazgeçtim. Ancak gerçek anlamda okulu bırakıncaya kadar bir 18 ay daha okulda kaldım. Okulu neden bıraktım ?
Olay ben doğmadan başlamıştı. Biyolojik annem genç, hiç evlenmemiş bir üni mezunuydu ve beni beni evlatlık vermeye karar vermişti. Beni üni mezunu bir çiftin evlatlık almasını çok istiyordu. Sonunda bir avukat ve karısı herşeyi tamamlamıştı. Tek sorun ben ortaya çıktıktan sonra evlatlık edinecek çiftin son anda bir kız çocuk istediklerinin farkına varmalarıydı. Bir gece yarısı bekleme listesinde olan müstakbel aileme bir tel geldi;

Elimizde beklenmedik bir erkek bebek var, onu istiyor musunuz? Onlar da "evet" diye yanıtladılar. Biyolojik annem, annemin üni, babamın ise liseyi bile bitirmediğini öğrendiğnde evlatlık verme işlemini tamamlayacak son kağıtları imzalamayı reddetti. Ancak birkaç ay sonra, ailem beni üni yollayacaklarına ilişkin söz verince ikna oldu. Bu hayatımda bir başlangıç oldu. Ve 17 sene sonra üni başladım. Ama saf bir şekilde neredeyse Stanford kadar pahalı bir okul seçtim. Ve emekçi ailemin bütün birikimleri benim okul masraflarıma harcanıyordu.Altı ay sonra buna değmeyeceğini farkettim. Hayatımla ilgili ne yapmam gerektiği konusunda Hiçbir fikrim yoktu ve üniversitenin de bunu bulmam için nasıl bir fayda sağlayacağını çözememiştim. Ve orada durmuş, ailemin hayatı boyunca biriktirdiği parayı harcıyordum. Sonuçta okulu bırakmaya ve herşeyin yoluna gireceğine inanmaya karar verdim.

O zaman çok ürkütücü gelmişti, ama dönüp baktığımda hayatımda verdiğim en iyi kararlardan biri olduğunu görüyorum. Okulu bıraktığım an zorunlu fakat gereksiz olan ve ilgimi çekmeyen tüm dersleri almama gerek kalmamıştı. Böylece sadece bana ilginç gelen derslere girebilecektim. Bu aslında hiç romantik bir durum değildi. Yurtta odam olmadığı için arkadaşlarımın odalarında yerde yatıyor, kola şişelerinin 5 sentlik depozitolarıyla yemek alıyor her pazar akşamı güzel bir yemek için 7 mil uzaktaki kiliseye gidiyordum. Buna bayılırdım.

Merakım ve sezgilerim sayesinde içine düştüğüm çoğu şey daha sonra benim için paha biçilmez deneyimlere dönüştü. Bir örnek vereyim;

O zamanlar Reed üni muhtemelen ülkedeki en iyi kaligrafi dersini veriyordu. Kampüsteki her poster, çekmecelerdeki her etiket çok güzel bir şekilde elle yazılmıştı. Okulu bırakmış olduğum ve zorunlu dersleri almak durumunda olmadığım için kalgrafi dersi alıp nasıl yapıldığını öğrenmeye karar verdim. Serif ve san serif yazı karakterleri değişik harf kombinasyonları arasında boşluğu ayarlama ve harika bir tipografiyi harika yapanın ne olduğu hususunda çok şey öğrendim. Çok güzeldi; tarihsel ve sanatsal olarak o kadar inceydi ki bilim hiçbir şekilde onu yakalamazdı. Ve ben bunu muhteşem buldum. Bunların hayatımda pratik bir uygulama bulma olasılığı yoktu. Ama on sene sonra, ilk Mac' i tasarlarken bir anda aklıma geliverdi. Bunların hepsini Mac'te kullandık. Mac güzel bir tipografiye sahip ilk bilgisayardı. Eğer o derse girmemiş olsaydım Mac çok yönlü yazı karakterlerine veya boşlukları doğru orantıda kullanan fontlara sahip olmayacaktı.
Windows da Mac ten kopyalandığına göre hiçbir kişisel bilgisayarın bunlara sahip olmayacağı olasıdır. Okulu bırakmamış olsaydım o kaligrafi dersine girmemiş olacaktım ve kişisel bilgisayarlar bugün sahip oldukları o harika tipografiye sahip olma şansları çok değildi. Tabi ki üni deyken noktaları ileriye bakarak birleştirmek imkansızdı. Fakat on sene sonra geriye dönüp baktığımda herşey çok berraktı. Tekrar söylüyorum, noktaları ileriye bakarak birleştiremezsiniz; bunu sadece geriye bakarak yapabilirsiniz. Noktaların gelecekte bir şekilde birleşeceğine inanmanız gerekiyor. Bir şeye güvenmelisiniz, cesaretinize, kaderinize, hayata, karmaya, herhangi bir şeye. Çünkü noktaların ileride birleşeceğine inanmak size kalbinizin sesini dinleme rahatlığını verir. Bu yaklaşım beni hiçbir zaman yolda bırakmadığı gibi hayatımı da bütünüyle değiştirdi.

İkinci hikayem sevgiyle vekaybetmekle ilgili. Hayatımın erken bir döneminde neyi sevdiğimi keşfettiğim için şanslıydım. Woz (Steve Wozniak) ve ben Apple' ı 20 yaşlarındayken ailemin garajında kurduk. Çok çalıştık ve on sene sonra Apple, garajdaki 2 kişiden 4000 çalışanı olan 2 milyar dolarlık bir şirkete dönüşmüştü. En seçkin ürünümüz Mac piyasaya sürdüğümüzde en 30 yaşına yeni girmiştim. Ardından kovuldum. Kendi kurduğunuz bir şirketten nasıl kovulabilirsiniz?

Şöyle; Apple büyük bir şirket haline gelmişti ve biz de şirketi benimle birlikte yönetecek, yetenekli olduğuna inandığım birini işe aldık ve ilk sene işler iyi gitti. Fakat daha sonra geleceğe yönelik fikirlerimiz farklılık göstermeye başladı ve bir noktada koptu. Bu noktada yönetim kurulumuz onun tarafında yer aldı. Sonuçta 30 yaşında dışarıda kalmıştım. Hem de herkesin gözü önünde.
Hayatımın odak noktası olan şey bir anda yok olmuştu, bu büyük bir yıkımdı. Birkaç ay ne yapacağımı bilemedim. Bir önceki girişimci nesli yüz üstü bırakmış, rütbe tam bana teslim edilirken onu elimden düşürmüş gibi hissetmiştim. Dave Packard ve Bob Noyce'dan bu başarısızlığım için özür diledim. Fazla göz önünde olan bir başarısızlık örneği olmuştum ve vadiden kaçmayı bile düşündüm.Fakat içimde bir şeyler uyanmaya başladı, yaptığım işi hala sevdiğimi farkettim. Apple da olanlar bunu değiştirmemişti. Dışlanmıştım ama hala aşıktım. Ve yeniden başlamaya karar verdim. O zaman farkına varmamıştım ama Apple'dan kovulmak başıma konan talih kuşu olmuştu. Başarılı olmanın ağırlığı yeniden başlamanın hafifliği ile yer değiştirmişti. Hiçbir şey hakkında eskisi kadar emin değildim. Hayatımın en yaratıcı dönemine girmek üzere özgür durumdaydım. Sonraki 5 sene Next adında bir şirket kurdum Pixar adında başka bir şirket ve eşim olacak inanılmaz kadına aşık olmuştum. Pizar'da dünyanın ilk bilgisayar animasyon filmi Toy Story i yarattık. Şu an dünyanın en başarılı anımasyon stüdyosuyuz.

Zincirleme gelen inanılmaz olaylar sonunda Apple Next'i satın aldı, ben Apple döndüm ve Apple'ın yenilenmesinin kalbinde Next'te geliştirdiğimiz teknoloji yatıyor. Ve Laurence ile harika bir aile kurduk.

Apple'dan kovulmamış olsaydım, bunların hiçbiri olmayacaktı, eminim. Tadı çok kötü bir ilaçtı, ama sanırım buna hastanın ihtiyacı vardı. Bazen hayat kafanıza bir tuğlayla vurur. Sakın inancınzı kaybetmeyin. Devam etmeme sebep olan şeyin yaptığım işe olan aşkım olduğuna ikna olmuş durumdayım. Neyi sevdiğinizi keşfetmeniz gerekiyor. Ve bu aşklarınız için geçerli olduğu gibi işiniz için de geçerlidir. İşiniz hayatınızın büyük bir kısmını kaplayacak ve gerçek anlamda tatmin olmanın tek yolu harika bir iş olduğuna inandığınız işi yapmanızdır. Ve harika bir iş yapmanın tek yolu ise yaptığınız işi sevmekten geçer. Henüz bulamadıysanız, aramaya devam edin ve yılmayın. Bütün gönül meseleleri gibi onu bulduğunuz zaman anlayacaksınız. Her büyük ilişki gibi seneler geçtikçe daha da güzelleşecektir. Yani buluncaya kadar devam edin.

Yılmayın !


Comments (0)