Azınlık Raporu

Posted by Dilek ALTUN GENÇALP | Posted in , , , | Posted on Pazartesi, Nisan 04, 2011

''Dava numarası 1108 kahinler tarafından öngörüldü ve Suç Öncesi'nin sunucuları tarafından sanal küreye kaydedildi. Cinayet zamanı, sabah 08.04. 44 dakika 30 saniye sonra.''
Bir kargaşa var ortada, bir gürültü.
Biz, başka birisinin gözlerinden izlerken olan biteni, düzenek ahşap bloklardan iki küre yontmaya başlıyor. Kırmızı renge bürünen ahşap kürelerden biri, üstüne bir isim kazınmış halde şeffaf tüpün içinde yuvarlanıyor. Varış noktası beyaz renkli büyük harflerle yazılmış: 'KURBAN'. Düzeneğin diğer ucunda 'FAİL' çıkışıyla son bulan yine şeffaf tüpte yuvarlanarak giden ikinci ahşap küre. Yıl 2054.

Meğer suçları önceden haber veren üç adet 'kahin' varmış elde. Bu kahinlerin katkılarıyla Suç Öncesi Birimi işe başladığından beri, planlı cinayet suçu hiç kalmamış ama, 'tutku' cinayetleri az da olsa devam ediyormuş.
Yav, adamlar tee 2054'e kadar beklicek, yazık valla, ne geriler ya! Yıl 2011, bizim kahinler işe başlayalı nerdeyse 4 yıl oldu! Tabi ileri demokrasi farkı böyle oluyo. Her şeye rağmen adamlar organizasyon yeteneğiyle dövüyo bizi, bu da bi gerçek. Kahinlerin hepsini, polisleriyle falan 'Suç Öncesi Birimi'nde toplamış bi araya getirmişler. Lojistik olarak süper bi fikir. Bi de bize bak. 'Kahinlerimiz nerde?' diye üniversite sınavı genel kültür sorusu olsa, şıklar şöyle olur heralde:
a) Emniyet
b) Bakanlıklar
c) Okyanus ötesi
d) Kainat
e) Hepsi
Bi diğer fark, adamlar olaya teknolojiyi de katıp, beşinci element tahtadan kırmızı bi top üretip, üstüne kurbanın, suçlunun adını yazdırıveriyolar şip şak. Biz daha hala bavullar dolusu belge doldurtalım kahinlerimize. Sonra da, el oğlu uzaylarda fink atarken, vay biz niye hala yayayız diye ağlarız...
Yanlız bizim kahinler daha farklı, öyle gelecekte işlenecek olan cinayetlerle minayetlerle uğraşmıyolar. Aslında düşünürsen, gayet mantıklı. Çünkü 2054 yılına bile gelmiş olsak,
'Çok seviyodum, karşılık vermedi sapladım bıçağı.'
'Yatma teklifimi geri çevirdi, boğdum.'
'Namusumuzu kirletti, canlı canlı gömdüm.'
'Beni terk etti, dayanamadım yaktım.'
mealinden 'tutku' cinayetleri devam edicek, bu allahın emri. Hangi birine yetişeceklerini bilemeyecekleri garanti olduğundan, beyinlerinin kızarmış hellim peynirine dönmesini istemezler. Sen ister misin mesela, beynin sütlaç kıvamına gelsin? O yüzden, kendilerine zararı dokunmayacak, daha başka şeylerle meşgul oluyo bizimkiler. Mesela, taslak halindeki bi kitabın nasıl son derece tehlikeli bi yayın olabileceği ya da birileri suçlanacak olsa kanıtlar neler olurdu, nasıl üretilirdi gibi sıradan şeyler yani.
Adamların aslında henüz suç işlememiş suçluyu yakalama faslı da bi acayip. 'FAİL' borusundan çıkış yapan ahşap kürede ismi yazılı olan kişiyi yakaladıklarında, kimlik tespitinden sonra şöyle deniyo:
''Sizi, gelecekte filan filanı öldürmek suçundan tutukluyorum.''
Hayda... Niye söylüyosun güzel abicim adama neden tutuklandığını? Ciğerine sorsa 'Ne suç işledin lan olum?' diye, ciğeri anlatır zaten, di mi ama...
Sonra ne o öyle, sistemi sisteme karşı kullanmak filan? Yıl olmuş 2054, sen hala... Çok şık olmamış, söliim. Sistemi sisteme karşı kullanacaktıysan, çoook önceleri yapıcaktın ki, 2000'lerin başında bi işe yaramaya başlasın!

Pekiii, bi soru. Kahinleriyle 'Suç Öncesi Birimi' gibi bir sistem kusursuz mu? Abilerim ablalarım, bu sorunun bugünkü, yarınki, 2054'deki ve zamanın bitimine dek geçerli olacak yanıtı şu:


Bir adalet sistemi insanlarda şüphe uyandırıyorsa, bi boka yaramaz!


İlla politik bir bakış açısıyla değil ama, gelecekte insanların, arabaların, yolların, börtü böceğin, genel olarak hayatın nasıl olabileceği hakkında hayal dünyasına dalmak ve sıkı bir komplo hikayesi için MINORITY REPORT (Azınlık Raporu) hatırlanmaya değer, iyi seçeneklerden biri derim.












Azınlık Raporu (2002)

Yönetmen: Steven Spielberg
Oyuncular: Tom Cruise (John Anderton), Colin Farrell (Danny Witwer), Max von Sydow (Lamar Burgess), Samantha Morton (Agatha).

Comments (0)