Yorumsuz İki
Posted by izzet GUVENILIR | Posted in belediye, emlak, mizah, muhtarlık, şükrü kızılot, vergi, Yorumsuz | Posted on Çarşamba, Ağustos 26, 2009
Memleketimizde öyle şeyler oluyor ki gerçekten yorum yapmaya ihtiyaç kalmıyor. Bu tür konularla karşılaştığım zaman -ki sık sık karşımıza çıkıyor- yurdumuzdaki mizah
kültürünün kaynağını anlamak zor olmuyor. Şaka gibi denilecek cinsten bir çok olayın gerçekleştiği bir yerde mizah kültürünün zenginleşmemesi mümkün değil, aksi halde şizofreni istatistiklerinin alt üst olacağını kesin görüyorum.
Medyadaki haberleri kesinlikle şüpheyle okuma, televizyon kanallarını da aynı şüpheli varsayımla izleme alışkanlığını 70'li yılların başından bu yana yaşadıklarım ve gördüklerim nedeniyle edinmişimdir. Ancak diğer taraftan köşe yazılarını üreten yazarlarımız bireysel yorumlarını bizlerle paylaştıkları için benim için daha değerlidirler. Çünkü herbiri bir imzaya sahip ve her yazarın zaman içindeki performansı izlenebilir durumdadır.
Hemen hemen her gün yaptığım gibi köşe yazılarına göz atarken Şükrü Kızılot'un
Emlak vergisinde 2010 yılı şoku yaşamayın
başlıklı yazısı ilgimi çekti. İlgimi çeken, doğruyu yazmak gerekirse yazıdan çok içeriğindeki bir bilgi oldu.
Yazar diyor ki
Nerede uyum yasaları, haklar ve hukuk devleti?
Takdir komisyonu kararlarına karşı onbeş günlük itiraz süresi içinde Muhtarlıklar ve Ticaret Odaları vergi mahkemelerine dava açabiliyorlar. Eviniz varsa muhtarı ikna etmeniz gerekiyor
ya da şirketinizin emlak vergisi mükellefiyse Ticaret Odasına başvuracaksınız.
Peki muhtarınız dava açmayı reddederse! ya da savsaklarsa?
Nolacak? Ne yapacaksınız?
Memleketimizin mizahi zenginliğinin bir unsuru olarak gördüğüm uygulamanın ve yapılması gerekenler için Şükrü beyin yazısını okumanızı hatta saklamanızı öneriyorum.
kültürünün kaynağını anlamak zor olmuyor. Şaka gibi denilecek cinsten bir çok olayın gerçekleştiği bir yerde mizah kültürünün zenginleşmemesi mümkün değil, aksi halde şizofreni istatistiklerinin alt üst olacağını kesin görüyorum.
Medyadaki haberleri kesinlikle şüpheyle okuma, televizyon kanallarını da aynı şüpheli varsayımla izleme alışkanlığını 70'li yılların başından bu yana yaşadıklarım ve gördüklerim nedeniyle edinmişimdir. Ancak diğer taraftan köşe yazılarını üreten yazarlarımız bireysel yorumlarını bizlerle paylaştıkları için benim için daha değerlidirler. Çünkü herbiri bir imzaya sahip ve her yazarın zaman içindeki performansı izlenebilir durumdadır.
Hemen hemen her gün yaptığım gibi köşe yazılarına göz atarken Şükrü Kızılot'un
Emlak vergisinde 2010 yılı şoku yaşamayın
başlıklı yazısı ilgimi çekti. İlgimi çeken, doğruyu yazmak gerekirse yazıdan çok içeriğindeki bir bilgi oldu.
Yazar diyor ki
Vatandaşın, sahip olduğu gayrimenkulün takdir edilen değerine itiraz hakkı yok. Vatandaşın olmadığı gibi şirketlerin de dava açmaya hakkı yok!...Şaka gibi...
Nerede uyum yasaları, haklar ve hukuk devleti?
Takdir komisyonu kararlarına karşı onbeş günlük itiraz süresi içinde Muhtarlıklar ve Ticaret Odaları vergi mahkemelerine dava açabiliyorlar. Eviniz varsa muhtarı ikna etmeniz gerekiyor
ya da şirketinizin emlak vergisi mükellefiyse Ticaret Odasına başvuracaksınız.
Peki muhtarınız dava açmayı reddederse! ya da savsaklarsa?
Nolacak? Ne yapacaksınız?
Memleketimizin mizahi zenginliğinin bir unsuru olarak gördüğüm uygulamanın ve yapılması gerekenler için Şükrü beyin yazısını okumanızı hatta saklamanızı öneriyorum.
Comments (0)
Yorum Gönder